Her yıl olduğu gibi, bu yıl da vize sınavları dönemi geldi. Ancak bu sene yaşanan olaylar, eğitim sisteminin zayıf yönlerini bir kez daha gözler önüne serdi. 50 bin öğrencinin mağdur olduğu bu süreç, veliler, öğretmenler ve eğitim yöneticileri arasında büyük bir tartışma başlattı. Vize sınavlarının adaletsizliği, sistemin yeterliliği, eğitim kaynaklarının dağılımı gibi meseleler bir kez daha sorgulanmaya başladı.
Öğrencilerin vize sınavları öncesinde ve sırasında yaşadığı maddi ve manevi sıkıntılar, geleceğe dair endişeleri de beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz hafta içerisinde yüz binlerce öğrenci, sınav tarihleri hakkında bilgi alamadıkları ve bazı sınavların yerlerinin son dakika değişiklikleri nedeniyle mağdur duruma düştü. Özellikle büyük şehirlerde, olağanüstü kalabalıkların yaşandığı sınav merkezlerinde, öğrencilerin düzenli olarak zamanında sınava ulaşmaları imkansız hale geldi. Bu durum, öğrencilerin sınav stresini artırarak, başarı oranlarını da olumsuz etkiledi.
Ayrıca, kalabalık sınav merkezlerinde yaşanan sıkıntılar, sosyal medyada birçok öğrenci ve velinin, “Eğitim haksızlığına son!” çağrıları yapmasına yol açtı. Twitter ve Instagram’da #VizeÇilesi hashtag’i ile bu mağduriyetlerini dile getiren öğrenciler, yetkililerden acil çözüm beklediklerini ifade ettiler. Eğitim camiasındaki birçok uzman, vize sürecinin daha iyi organize edilmesi gerektiğini vurgularken, bu krizlerin her yıl yineleyerek baş göstermesinin önüne geçilmesi için köklü değişikliklerin yapılması gerektiğine dair uyarılarda bulundular.
Öğrencilerden biri, sınava girebilmek için günlerce çalıştığını fakat sınav günü yaşanan kaosla tüm emeklerinin heba olduğunu dile getirerek, “Hedeflerimize ulaşmak için hiç bu kadar zorlanmamıştık. Yıllardır büyük bir özenle bu gün için hazırlanıyorduk, fakat neden sonuç işleyişinin bu kadar karmaşık hale geldiğini anlayamıyoruz,” diye konuştu. Bir diğer öğrenci ise, “Okul yönetimi bize yeterince bilgilendirme yapmadı, sınav gününde nereye gitmemiz gerektiğine dair belirsizliğimiz vardı. Bu durum, bizim çalıştığımız konular dışında birçok şeyle ilgilenmemiz gerektiği anlamına geliyordu. Hangi yöne gideceğimizi bilemedik,” şeklinde ifade etti.
Mağdur durumda kalan öğrencilerin, velileriyle birlikte eğitim kurumu yetkililerine ve yetkililere seslerini duyurmak için başlattıkları imza kampanyası, sosyal medyada da büyük ilgi gördü. Bu tür mağduriyetlerin bir daha yaşanmaması için gereken adımların atılması yönünde çağrılar yapıldı. Eğitimde eşitliği savunan birçok STK da, eğitim sisteminin düzeltilmesi konusunda harekete geçmeye hazırlanıyor.
Bu sorunların yaşanması, sadece öğrencilerin başarısını etkilemekle kalmayacak; uzun vadede eğitim sisteminin kalitesini de sorgulatacaktır. Öğrencilerin ve velilerin, eğitim sistemine dair taleplerinin dikkate alınmaması, daha fazla gencin eğitimden kopmasına ve gelecek hedeflerinden vazgeçmesine neden olabilir. Eğitim yöneticileri, bu tür sorunların tekrarlanmaması için hızlıca çözüm yolları aramaları gerektiği konusunda hemfikir durumda.
Vize dönemi, öğrencilerin eğitim hayatında önemli bir yere sahipken, yaşanan sıkıntıların tekrarlanıyor olması, eğitim sisteminin ne kadar sağlıklı işlediğine dair ciddi bir soru işareti yaratıyor. Eğitim camiasının, bu durumları minimize etmek için bir araya gelmesi ve çözüm arayışında bulunması, gelecekteki nesillerin eğitim hayatını doğrudan etkileyecektir. Tekrar eden bu sorunlar, eğitim sisteminin devrim niteliğinde bir dönüşüm geçirmesi gerektiğinin de bir göstergesi olarak algılanabilir.
Sonuç olarak, vize sınavlarının neden olduğu mağduriyeti gidermek için tüm eğitim paydaşlarının el birliğiyle çalışması gerektiği açık. Öğrencilerin geleceği, bu tür sorunların sona ermesiyle mümkün olduğu gibi, bu sürecin sağlıklı işlemesi de onları daha başarılı bir geleceğe taşımak için kritik bir aşama olarak değerlendirilmeli.