Sonbahar mevsiminin sona ermesiyle birlikte, Türkiye’nin tarım alanında önemli sorunları gün yüzüne çıkıyor. 2023 yılının bu dönemi, zirai don olayının etkisi altına girerek birçok tarım üreticisini zor durumda bıraktı. Ülke genelinde tam 36 ilde yaşanan bu nadir olay, tarım ürünlerinde büyük kayıplara yol açacağı tahmin ediliyor. Peki, zirai don nedir ve bu durum çiftçileri nasıl etkileyecek? İşte detaylar.
Zirai don, hava sıcaklığının gece saatlerinde sıfırın altına düştüğünde, tarım ürünlerinin zarar görmesi olarak tanımlanır. Bu doğal olay, özellikle arkası kesilmeyen bir soğuk dalgası sırasında meydana gelir. Toprak yüzeyindeki su buharı, donma noktası olan sıcaklıkta yoğunlaşarak buz kristalleri oluşturur. Bu da çiçeklenmiş ya da hasada kadar olan bitkilerin yaprakları üzerinde zararlı etkilere neden olur. Dolayısıyla, don olayları, tarımsal üretimi direkt etkileyen ve büyük kırsal ekonomik kayıplara sebep olan bir durumdur.
Geride bıraktığımız günlerde 36 ilde yaşanan zirai don, özellikle meyve ağaçları, sebzeler ve tarla bitkileri üzerinde ciddi hasara yol açtı. Çiftçiler, don olayının ardından tarlalarına geri döndüklerinde, beklemedikleri bir manzarayla karşılaştılar. Meyve ağaçlarının çiçeklerini kaybetmesi, sebzelerin yapraklarının kararması ve diğer tarım ürünlerinin olumsuz etkilenmesi, hasat döneminin yaklaşmasıyla birlikte ciddi bir sorun haline geldi. Tarım danışmanları, söz konusu don olayının ardından endişeli üreticilerin, ürünlerini nasıl koruyacaklarına dair çeşitli önerilerde bulunuyor.
Uzmanlar, bu tür iklim olaylarının artabileceği konusunda uyarıyor. İklim değişiklikleri, tarım dengesini ciddi şekilde sarsacak düzeye gelmiştir. Geçtiğimiz yıllarda da benzer olaylarla karşılaşmıştık ancak bu seferki kadar geniş bir etki alanına sahip olmamıştı. Çiftçiler, bu gibi olağanüstü durumlar için gerekli hazırlıkları yaparak, ürünlerini güvence altına almak için çeşitli yöntemler arayışında. Bu nedenle daha önce hiç düşünmedikleri yeni tarım uygulamalarına yönelmek zorunda kalıyorlar.
Gelecek günlerde, bu durumun tarımsal üretim gelirleri üzerindeki etkisi daha da netleşecektir. Ürün kayıplarının yanı sıra, gıda fiyatlarının artması ya da bazı üretimlerin tamamen durmasına yol açabilir. Çiftçi ve üreticilerin durumunu göz önünde bulundurarak, hükümetin tarımsal destek programlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu noktada, çiftçilerin yanı sıra tarım politikalarının ve stratejilerinin de yenilikçi bir şekilde revize edilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.
Özetle, zirai don olayı Türkiye’nin 36 ilinde tarım sektörünü derinden etkilemiş durumda. Etkilerinin sürdüğü bu günlerde, çiftçilerin geleceğe yönelik adımlarını atması ve iklimle ilgili zorluklara karşı koyabilmesi için desteklenmesi hayati öneme sahip. Tarım, Türkiye’nin temel geçim kaynaklarından biri olduğundan, bu tür olayların önüne geçmek için çeşitli stratejilerin geliştirilmesi gerekmektedir.