İstanbul, tarihsel olarak deprem kuşağı üzerinde yer alan bir şehir olarak biliniyor. Son zamanlarda sıklıkla gündeme gelen depremler, özellikle Silivri bölgesindeki artan aktiviteler ile birlikte halk arasında büyük bir endişe kaynağı haline geldi. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen deprem, bilim insanlarının uyarılarını yeniden gündeme taşıdı. Öne çıkan isimlerden biri, deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür. Bu yazımızda, İstanbul'un Silivri ilçesinde meydana gelen son depremin ayrıntılarını ve Naci Görür'ün bu konudaki yorumlarını ele alacağız.
Silivri, İstanbul’un batısında bulunan bir ilçe olup, son zamanlarda meydana gelen depremlerle sıkça anılıyor. 2023 yılında yaşanan bu depremlerden en sonuncusu 25 Ekim tarihinde kaydedildi. Depremin büyüklüğü 4.5 olarak ölçüldü ve derinliği ise 10 kilometre olarak belirlendi. Bu durum, yakın çevredeki yerleşim alanlarında da hissedildi ve paniğe yol açtı. Yaklaşık 14 saniye süren sarsıntının ardından, vatandaşlar panik içinde sokağa döküldü. Kısa süreli bir korkunun ardından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve AFAD resmi açıklamalarını yaparak durumu kontrol altına alacaklarını bildirdi.
Prof. Dr. Naci Görür, silivri ve çevresindeki depremlerin sadece bir başlangıç olduğunu ve İstanbul’un büyük bir depreme hazır olması gerektiğini belirtiyor. Görür, özellikle Marmara Bölgesi’nin aktif fay hatları üzerinde bulunduğu gerçeğine dikkat çekerek, "Bu depremler, gelecekteki büyük bir deprem için hazırlık niteliğinde olabilir" şeklinde ifadeler kullandı. Uzmanlara göre, İstanbul, 7.0 büyüklüğünde bir depremin olma ihtimali ile karşı karşıya. Bu tür uyarılar, halkın daha dikkatli olmasına ve gerekli önlemleri almasına neden oluyor.
Birçok kişi, depremin ardından evlerinin dayanıklılığı konusunda endişeye kapıldı. İnşaat sektörünü etkileyen bu durum, yapı denetimlerinin gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor. Ayrıca, yerel yönetimlerin depreme karşı alınacak önlemler konusunda daha fazla çalışma yapması gerektiği vurgulanıyor. İstanbul’un deprem riski, yalnızca Silivri ile sınırlı değil; ancak buradaki meydana gelen depremler, halkın bilinçlenmesi için önemli bir uyarı niteliği taşıyor.
Sonuç olarak, İstanbul’un depreme hazırlıklı olması ve uzmanların uyarılarına kulak vermek, herkesin ortak sorumluluğu. Silivri’deki bu son deprem, yalnızca bir sarsıntı değil, aynı zamanda gelecekteki olası felaketlere karşı bir uyanış çağrısı olarak değerlendirilmeli. Sadece bireylerin değil, tüm kurum ve kuruluşların bu konuda harekete geçmesi gerektiği açık. İnsanoğlu olarak doğanın güçlerine karşı her zaman hazırlıklı olmalıyız. Silivri'deki bu son gelişmeler, İstanbul’un deprem gerçeği ile yüzleşmeye ve önlemler almaya neededir; aksi takdirde felaketin eşiğinde kalacağız.