Son yıllarda Yemen’deki Husi milislerin, Suudi Arabistan ve müttefiklerinin milyarlarca dolarlık savunma sistemlerini aşarak gerçekleştirdiği saldırılar, bölgesel güvenlik dengelerini altüst etti. Husilerin, geleneksel askeri güçlere karşı benimsediği asimetrik savaş taktikleri, dünya genelinde geniş bir yankı uyandırdı. Dört yıldır devam eden Yemen iç savaşında, Husiler, hem insansız hava araçları (İHA) hem de ballistik füzeler ile etkileyici bir strateji geliştirdiler. Peki, Husiler bu sistemleri nasıl aşmayı başardı? İşte bu sorunun yanıtını ararken, Yemen'de yaşanan gelişmelere daha yakından bakalım.
Yemen'deki iç savaş, Husiler ile Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyon güçleri arasında süregelmektedir. Husiler, devletin kontrolünü kaybettikten sonra, bu savaşta avantaj sağlamak amacıyla asimetrik savaş taktiklerine yöneldiler. Bu taktikler arasında siber saldırılar, yanlış yönlendirme ve psikolojik savaş uygulamaları bulunmaktadır. Husilerin en çok dikkat çeken stratejisi ise, ciddi bir şekilde gelişmiş savunma teknolojilerini devre dışı bırakan İHA ve füzelerin kullanımıdır. Yüksek maliyetli sistemlerin yanında, bu düşük maliyetli ve etkili araçlar ile yapılan saldırılar, düşmanlarını zor durumda bırakmış, aynı zamanda kendi savunmalarını da güçlendirmiştir.
Peki, Husiler bu hava ve uzay sistemlerini nasıl etkisiz hale getiriyorlar? Anahtar nokta, düşmanın zayıf noktalarını belirleyip, bu zayıflıkları hedefleyen hedefleme sistemine sahip olmalarıdır. Husilerin kullandığı İHA'lar, geleneksel hava savunma sistemleri tarafından tespit edilmeden hareket etme özellikleri taşımaktadır. Düşük irtifadan uçabilen bu İHA'lar, radar sistemlerinin görüş alanını aşarak düşman hedeflerine ulaşabilmektedir. Ayrıca, Husiler kendilerine özel geliştirdikleri yazılımlarla, siber saldırılar yoluyla hedef sistemleri manipüle etmeyi de başarmışlardır.
Husilerin savunma sistemlerini aşma konusundaki başarısı sadece kendi geliştirdikleri teknolojilerle sınırlı kalmamaktadır. İran gibi ülkelerden aldıkları destekler, bu milis güçlerin daha da güçlenmesine katkı sağlamıştır. İran, Husilere İHA teknolojisi, füzeler ve askeri eğitim konusunda yardımcı olarak daha etkili bir ordu yaratmalarına olanak tanıdı. Bu tür uluslararası iş birlikleri, Husilerin elinde bulunan teknolojik yeteneklerinin artmasına neden oldu.
Husilerin kullandığı balistik füzeler, geniş bir yelpazede hedef alabilme kabiliyetine sahip olup, düşmanın savunma sistemini aşmak için tasarlanmıştır. Sürekli olarak geliştirilmiş ve modifiye edilmiş bu füzeler, radar sistemlerini şaşırtarak ikincil hedeflere ulaşmalarını sağlamıştır. Düşük maliyetli üretimleri ve geniş kapsamlı saldırı kabiliyetleri, onları sadece Yemen değil, tüm bölgedeki güvenlik dinamikleri açısından tehdit haline getirmiştir. Bunun yanı sıra, Husilerin propaganda faaliyetleri de, destek sağlayan bazı toplumlarda büyük bir moral kaynağı olmuştur.
Böylece, Husiler, sadece maliyet minimizasyonu yaparak değil, aynı zamanda yenilikçi stratejiler geliştirerek de askeri alanda önemli başarılar elde ettiler. Suudi Arabistan ve müttefikleri bu durumda, gelişmiş savunma sistemlerinin yetersiz kaldığını kabul etmek zorunda kaldılar. Husi saldırıları, bu malzeme yatırımlarının yanı sıra insan kaynağı eksikliklerinin de altını çizdi.
Sonuç olarak, Husilerin milyonlarca dolarlık savunma sistemlerini aşma yeteneği, sadece bir askeri başarı değil, aynı zamanda modern savaşın dinamikleri üzerine düşünmemizi gerektiren bir olaydır. Bu durum, ülkelerin askeri stratejilerinin yenilikçi yaklaşımlar ve siber savaş gibi unsurları içererek sürekli olarak evrimleşmesi gerektiğini gösteriyor. Husilerin kazandığı bu tür stratejik başarılar, gelecekte benzer olayların gerçekleşebileceğinin işaretidir ve dünya genelindeki askerî riskleri artırmaktadır.