Türkiye'nin en gözde kayak merkezlerinden biri olan Kartalkaya, son dönemde üzücü bir olaya sahne oldu. Kayak yaparken yaşanan bir talihsizlik sonucu ailesini kaybeden Doğan, yüreği yanan bir babanın çaresizliğini tüm Türkiye ile paylaşıyor. Doğan, yaşadığı acının sadece kendi bireysel hikayesi olmadığını, benzer durumların yaşanmaması için yasal bir zemin oluşturulması gerektiğini vurguluyor. "Emsal karar çıkmalı" diyerek, otoritelerden ve hukuk sisteminden destek bekliyor.
Yapılan araştırmalara göre, Kartalkaya'da meydana gelen kaza, birçok kayakseverin güvencesizlik içinde kayak yaptığı bir ortamda gerçekleşti. Doğan, 7 yaşındaki çocuğuyla ve eşinin yanı sıra hayatta kalmayı başaran, ancak travma geçiren birçok aileyle birlikte kendini mücadele içinde buldu. Olayın üzerinden geçen zaman, Doğan’a yalnızca kaybettiklerini değil aynı zamanda hukuki süreçle ilgili getirdiği sorunları da hatırlatıyor. Kendisi, yaşanan trajedinin ardından yargıya başvurmuş olsa da, süreçlerin nasıl ilerleyeceğine dair bir belirsizlikle karşı karşıya kalmış durumda.
Doğan, uzmanlarla yaptığı görüşmelerde, yaşadığı olayın müsebbibi olan kayaktan sorumlu yetkililerin dikkatsizliği ve gerekli güvenlik tedbirlerini almamalarının sonucunda bu tür kazaların önlenmesi adına sistemin güçlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaştı. "Bireysel olarak yaşadığımız bu olayı duyurmak, sadece kendi ailem için değil, aynı zamanda kartalkaya ve tüm Türkiye'deki kayak merkezleri için bir dönüm noktası olmalı" diyen Doğan, yaşamakta olduğu acının toplumsal bir meseleyi de gözler önüne serdiğini belirtiyor.
Aynı zamanda, kayak merkezlerindeki güvenlik standartlarının ve denetimlerinin artırılması gerektiğini savunan Doğan, emsal bir karar çıkmasının önemini özellikle üzerinde duruyor. "Bu gibi olayların yaşandığı bir Türkiye'de kimse güvende hissetmiyor. Kayak merkezlerinin güvenlik standartları iyi bir şekilde oluşturulmalı ve devamlı denetlenmelidir" diyor. Bunun yanı sıra, diğer ailelerin de benzer acıları yaşamaması için kamu bilincinin artırılması ve gerekli yasaların bir an önce çıkarılması gerektiğini vurguluyor.
Yasal sürecin ilerlemesi, yalnızca Doğan’ın kendi davasıyla sınırlı kalmayıp, tüm kayak severler için bir umudu simgeliyor. Dolayısıyla, Hukuk uzmanları ve aktivistler de bu konuda toplumsal farkındalık oluşturmak adına, Doğan’a destek veriyor. Doğan’ın yaşadığı üzücü olay, Türkiye'nin kayak alanında karşılaştığı güvenlik problemlerini tekrar gözler önüne sererek, yasal ve sosyal değişim için bir fırsat oluşturma potansiyelini barındırıyor.
Bunun yanı sıra, uzmanlar Doğan'ın durumunun benzer olaylara emsal teşkil edeceğini ve buna bağlı olarak, kayak merkezlerinin güvenlik standartlarını geliştirmeleri için bir baskı unsuru oluşturacağını öne sürüyor. Bu bağlamda, yalnızca bireysel bir mücadele değil, aynı zamanda toplumsal bir duyarlılık ve değişimin de ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Kayak merkezlerindeki güvenlik ihlallerinin ciddiye alınması gerektiğini belirten Doğan, bu tür olayların yaşanmaması için hem bireylerin hem de kamuoyunun hukuki süreçlere dahil olması gerektiğini düşünüyor.
Doğan’ın hikayesi, yalnızca kendi yaşadığı acıyı değil, Türkiye genelindeki birçok insanın ortak sorunu haline gelmiş olan kayak merkezi güvenliğini delalet ediyor. Ailesini kaybeden Doğan, bu mücadelede yalnız olmadığını hissediyor, çünkü kayak sporu yapan herkesin güvenliğinin sağlanması, sadece bir bireyin değil, toplumun tümünü ilgilendiren bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. Kartalkaya'daki güvenlik standartlarının revize edilmesi ve gerekirse yasaların değişmesi gerektiğini savunan Doğan, bu doğrultuda resmi mercilere çağrıda bulunuyor.
Bütün bu süreç, Türkiye’nin kayak sporuna yönelik yaklaşımını sorgulatıyor ve Doğan gibi birçok ailenin yaşadığı benzer acıların tekrar etmemesi için gerekli adımların atılmasının önemini hatırlatıyor. Emsal bir kararın çıkması, aynı zamanda bu işin sadece düşen bir kayakçının değil, tüm kayak severlerin güvenliğini etkileyen sistematik bir sorunun çözümü anlamına geliyor.