Danimarka, son yıllarda artan jeopolitik gerilimler karşısında ulusal güvenliğini güçlendirmek amacıyla önemli bir adım atarak kadınları askerlik hizmetine çağırma kararını aldı. Özellikle Rusya'nın Ukrayna'daki askeri harekâtı ve İsveç’in NATO’ya katılma sürecinin hız kazanması, Danimarka'nın bu zorunlu askeri hizmet reformunu hayata geçirmesine zemin hazırladı. Uzun yıllardır askere alma sisteminde sadece erkeklerin sorumlu tutulduğu ülkede, yeni uygulama toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında da önemli tartışmaları beraberinde getirdi.
Danimarka'nın Danimarka Savunma Bakanlığı, kadınların da zorunlu askerlik hizmetine tabi olacağına ilişkin resmi bir açıklama yaptı. Bu reform, 18 ila 30 yaş arasındaki tüm kadınları ilk kez askerlik hizmetine çağırdığından, ülkede önemli tartışmalara yol açtı. Ülkenin savunma yeteneklerini artırmak ve gelecekteki olası tehditlere karşı hazırlıklı olmak amacıyla kimlerinin desteklediği, kimilerinin ise cinsiyet eşitliği ve insan hakları açısından sorguladığı bir uygulama olarak nitelendiriliyor. Askerlik süresi 4 ay olarak belirlenmişken, bu süre zarfında kadınların da erkekler gibi temel askeri eğitim almaları bekleniyor. Hem eğitim hem de hizmet süresince kadınların eşit haklara sahip olmaları, Danimarka'nın feminist politikalarıyla uyumlu olarak gündeme getiriliyor.
Danimarka’daki bu değişim, kadınların toplumda daha aktif bir rol üstlenmesini sağlarken, aynı zamanda bazı eleştirileri de beraberinde getiriyor. Eleştirmenler, zorunlu askerliğin cinsiyet eşitliği vaadiyle çeliştiği görüşündeler. Kadınların askerlik hizmetine alınmasının, cinsiyet stereotiplerini pekiştirdiğini savunuyorlar. Bunun yanı sıra, kadınların savaş ortamında yaşadığı psikolojik ya da fiziksel travmaların göz önünde bulundurulmadığı iddiasıyla bu uygulamanın tekrar değerlendirilmesi gerektiğini belirtenler var. Bir diğer eleştirilen nokta ise, kadınların askere alınmasının, toplumsal yapı üzerindeki etkisi ile alakalıdır. Bazı uzmanlar, bu uygulamanın kadınların çalışma yaşamındaki yerini ve rolünü olumsuz etkileyebileceğini belirtirken, aynı zamanda aile yapısında da değişimlere yol açabileceğini savunuyorlar. Bunun yanı sıra, bazı ailelerin genç kadınlarını askerlik yapmaktan alıkoyma çabalarında bulunacağı öngörülüyor. Ancak, Danimarka'nın yeni askeri reformunun yerel halkın büyük bir kesimi tarafından desteklendiği bilgileri de geliyor. Ülkede kadınların askerlik hizmetine katılmalarının, diğer milletlere nazaran daha eşit ve demokratik bir toplum yaratma hedefiyle uygun görüldüğü ifade ediliyor.
Danimarka hükümeti, zorunlu askerlik pratiğini uygulamaya almanın yanı sıra, kadınların bu süreçte karşılaşabilecekleri olaylara karşı çeşitli önlemler ve destek mekanizmaları oluşturmayı planlıyor. Bakanlık, kadınların hizmet süresince yaşayabilecekleri zorluklarla ilgili bilgilendirme ve destek programları hazırlayacaklarını da belirtti. Eğitim programlarının içeriği de, kadınların kişisel güvenliğini ön planda tutacak şekilde düzenlenecek. Bu durum, toplumda kadınların askeri hizmette bulunmasının nasıl bir gelişme gösterdiğine dair daha geniş bir perspektif sunacak.
Sonuç olarak, Danimarka'da kadınlara yönelik zorunlu askerlik uygulamasının hayata geçmesi, uluslararası arenada dikkatle izlenen önemli bir gelişme. Rusya’nın tehditkar durumu, Danimarka hükümetini muhalefetin ve eleştirilerin gölgesinde yeni bir karar almaya zorladı. Bu süreçte, kadınların hem askeri hem de toplumsal alanlarda eşit fırsatlara sahip olmasını garanti altına alacak politikaların geliştirilmesine yönelik çalışmaların devam etmesi bekleniyor. Gelecekte askeri hizmete katılan kadınların sayısının artması, bu konuda atılan adımların ne denli etkili olacağını da göstermiş olacak.