İstanbul'un siyasi gündemi, Başsavcılığın Ekrem İmamoğlu'nun afişlerini yasaklama kararı ile çalkalanıyor. Bu yasak, toplumsal polarizasyonu artıran bir adım olarak değerlendiriliyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yürütmekte olduğu projeleri tanıtmak için astığı afişlerin yasaklanması, yerel siyasette büyük bir tartışma yaratırken, İstanbul sokaklarında da gergin bir hava estiriyor.
Ekrem İmamoğlu, 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığından bu yana, şehrin modernleşmesi ve sosyal projelerin hayata geçirilmesi konusunda birçok çalışma yürütmekte. Afişler, bu projelerin tanıtımı ve halkla iletişim kurmanın önemli bir aracı haline gelmiştir. Afişlerde yer alan mesajlar, kamuoyunu bilgilendirmek ve İmamoğlu’nun vizyonunu paylaşmak amacıyla özellikle gençler arasında büyük ilgi görmekteydi. Ancak, Başsavcılığın almış olduğu bu yasak kararı, lobide farklı bir etki yaratabileceği düşünülen bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Başsavcılığın bu kararı sonrasında çeşitli sosyo-politik gruplar, kararı kınayan açıklamalar yapmaya başladı. Bazı siyasi analistler, bu durumun, muhalefetin sesini kısmaya yönelik bir adım olduğuna dikkat çekerken, bazıları ise hukuksal çerçevede değerlendirilebilecek bir durum olarak yorumluyor. Afişlerin yasaklanması, halkın gözünde yalnızca bir afiş meselesi olmayıp, aynı zamanda demokratik haklar ve ifade özgürlüğü konularında tartışmalara yol açan bir durum olarak öne çıkmakta. İnsanların sokaklarda gördüğü her afiş, sadece bir reklam değil, aynı zamanda bir mesaj taşıyor. Bu mesajların yasaklanması, birçok vatandaşın özgürlük alanına müdahale olarak algılamasına neden olmakta.
Yasakla ilgili İmamoğlu’na yakın kaynaklar, bu durumun kendilerini etkilemeyeceğini, çünkü aslında halkın ihtiyaçları ve taleplerinin hala var olduğunu savunuyor. Ayrıca, yasaktan bağımsız olarak alternatif iletişim yolları geliştireceklerini ve yürütmekte oldukları sosyal projelerin duyurusunu yapmaya devam edeceklerini vurguluyorlar. Bu yasakla birlikte meydana gelen toplumsal tepkilerin, seçmen davranışlarına etki edip etmeyeceği ise merak edilen bir diğer önemli nokta olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Başsavcılığın Ekrem İmamoğlu'nun afişlerine getirdiği yasak, Türkiye'nin siyasi ikliminde bir kırılma noktasına işaret ediyor. Muhalefet partileri, bu durumu istismar etmeye çalışırken, İmamoğlu’nun destekçileri bu yasakları kınamaya ve durumu protesto etmeye hazır olduklarını ifade ediyorlar. Sokaklar, bu yeni mücadele alanı haline gelirken, siyasi figürlerin, topluma ne kadar ulaşabileceği açısından değişen dinamikler, ilerleyen günlerde daha fazla konuşulacaktır. Şimdi gözler, İmamoğlu’nun bu yasak karşısındaki tutumuna ve muhalefet kanadının bu durumu nasıl kendine bir avantaj olarak kullanacağına çevrildi.