Antalya’nın göz alıcı güzellikleri, bir anda yaşanan bir felaketle gölgelenmiş durumda. Dolu yağışı ve hortum birlikte geldiğinde, şehrin sakinleri için hayat bir anda kâbusa döndü. Doğa olaylarının özellikle son yıllarda sıklaşması, halkı her geçen gün daha da endişeli hale getiriyor. Antalya’da yaşayan vatandaşlar, bu felaketi gözyaşlarıyla anlattı. Dolu ve hortum felaketi, bir şehirde yaşanabilecek en zor anların başında geliyor. Bu yazıda, yaşanan olayların detaylarına ve bölge halkının duygu dolu hikâyelerine yer veriyoruz.
Geçtiğimiz gün, Antalya'nın çeşitli bölgelerinde etkili olan dolu yağışı, aniden ortaya çıkan bir hortumla birleşince büyük bir yıkıma yol açtı. 10 dakika gibi kısa bir süre içinde, şehir merkezi ve çevre köylerde birçok evin çatısı uçtu, tarım arazileri zarar gördü ve araçlar hasar aldı. Vatandaşlar, sokağa çıktıklarında adeta bir savaş alanı görüntüsüyle karşılaştı. Dolu, birçok kişinin evinin camlarını kırarken, hortum ise ağaçları kökünden söküp attı. Aileler, çocuklarıyla birlikte evlerinde saklanmaya çalıştı, ancak korku dolu anlar yaşandı.
Yaşanan bu felaketten etkilenen vatandaşlar, duygularını dile getirirken gözyaşlarını tutamadı. 45 yaşındaki Ali Yılmaz, "Eşim ve çocuklarım evdeydi. Dolu başladığında pencereleri kapatmayı unuttuk. Bir anda her şey karardı. Hortum hızla yaklaştı ve sesimi duyuramadan dışarıdaki ağaçları köklerinden söktü” dedi. Farklı bir noktada oturan Fatma Hanım, “Her şey bir anda oldu. Çocuklarım korkup ağlamaya başladılar. Bu felaket, hepimizi derinden etkiledi. Evin içerisi dolu yağınca, tüm eşyalarımızı kaybettik,” şeklinde konuştu. Bir başka vatandaş ise, "Hayatımda böyle bir kargaşaya tanık olmamıştım. Sadece birkaç dakika içinde her şey yerle bir oldu. Doğanın gücünü bir kez daha hissettim," ifadeleriyle yaşadığı korkuyu anlattı.
Bölge halkı, yetkililerin bir an önce zarar gören alanların onarıma alınması ve yardımların yapılması gerektiğini vurguluyor. Felaket sonrası valilik, acil durum müdahale ekipleriyle harekete geçerken, bölge halkına destek vermek için çeşitli yardım kampanyaları başlatıldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ise, böyle doğal felaketlerin yaşanmaması adına önleyici tedbirler alınması gerektiğini belirtti.
Antalya’daki bu felaket, iklim değişikliğinin gözler önüne serdiği gerçeklerden sadece biri. Uzmanlar, son yıllarda artan hava olaylarının, küresel ısınma ile bağlantılı olduğunu ifade ediyor. “İklim değişikliği, aşırı hava olaylarını tetikliyor. Dolunun ve hortumun sıklıkla yaşanmaya başlaması, alarm vermek için bir işaret,” diyor iklim araştırmacıları. Bu tür olayların önüne geçebilmek için hem yerel yönetimlerin hem de bireylerin duyarlı olması gerektiği vurgulanıyor.
Sonuç olarak, Antalya'da yaşanan dolu ve hortum felaketi, bölge halkını derinden etkiledi ve birçok ailenin hayatını alt üst etti. Geçmişte benzer olaylar yaşanmış olsa da, bu tür doğal felaketlerle başa çıkmanın yollarını bulmak ve toplumsal dayanışmayı arttırmak her zamankinden daha önemli hale geldi. Antalyalılar, bu kötü günleri geride bırakmak için dayanışma içinde hareket etmeye devam ediyor. Unutulmamalıdır ki, doğa güçlüdür ama insanın iradesi daha da güçlüdür. Felaket sonrasında halk, yaralarını sarmak için bir araya geliyor ve yaşanan kayıplarına rağmen umut dolu bir geleceğe yürümeye çalışıyor.