26 yaşındaki Melis, hayatına dair geleceğe umutla bakarken, vücudundaki benlerin onu tehdit ettiğini öğrenmesiyle tüm dengesi değişti. Genç yaşına rağmen sağlıklı bir yaşam süren Melis, bir gün vücudunda fark ettiği bir değişiklikle hayatının en zor dönemine adım attı. Sık sık benlerin görünümünde değişiklikler yaşandığını fark eden genç, yaptırdığı kontroller sonucunda kanser teşhisi aldı. Bu durum, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik olarak da onu derinden etkiledi. Benleriyle olan mücadelesinin ardından yaşamının nasıl değiştiğini ve bu deneyimden çıkardığı dersleri paylaşmaya karar verdi.
Melis’in vücudundaki benler, zamanla boyut değiştirmeye ve renk değiştirmeye başladığında gözüne çarptı. Başlangıçta, bu durumu basit bir cilt sorunu olarak değerlendiren genç, bir dermatologdan randevu alarak sürecin daha ciddi bir hal alabileceğinden habersizdi. Yapılan biyopsi sonucunda, Melis'e malign melanom teşhisi kondu. Gencin hayatı, aniden karmaşık bir tıbbi terim yığını ve endişe dolu anlarla dolmaya başladı. Detaylı bilgi almak için girdiği araştırmalar, onu daha da endişelendirdi. Melis, “O an hayatımın en kötü vakitlerinden biriydi. 26 yaşında kanser olmak, normal bir yaşam sürmeye çalışan bir genç için büyük bir darbe,” diyor.
Teşhis sonrası başlangıçta çığrından çıkan bir yaşam süren Melis, doktorunun önerileri doğrultusunda hemen tedavi sürecine başladı. Ameliyat, kemoterapi ve yoğun bir takip süreci, Melis’in yaşamındaki sıradanlığı tamamen değiştirdi. Fakat bu zor günler, Melis’in sadece fiziksel sağlığını değil, zihinsel ve duygusal zekasını da geliştirdi. Kendisiyle olan içsel yolculuğunun mevcut eğilimlerini anlamaya çalıştı. “Yaşamak için bir nedenim olduğunu anladım,” diyor Melis. Kanser sürecinde destek gruplarına katıldı ve benzer mücadeleler veren insanlarla tanışarak, onların hikayelerinden ilham aldı.
Artık Melis, yalnızca bir savaşçı değil; aynı zamanda kendi hikayesinin yazarıydı. Kanserden kurtulmanın ötesinde, toplumda farkındalık yaratma konusunda kendine bir görev biçti. Bugün, sosyal medya aracılığıyla binlerce insana ulaşıyor ve kanserle mücadele eden bireylere destek olmaya çalışıyor. "Bu gibi hastalıklarda erken tanının önemi büyük. İnsanların kendi bedenlerine dikkat etmesi ve küçük değişimler için hemen doktora başvurmaları gerektiğini anlatmak beni motive ediyor," diyor.
Melis’in hikayesi, sadece bir kanser mücadelesi değil, aynı zamanda insanın içindeki güçlerin keşfi ve şahane bir yaşam için yenilik yapma hikayesidir. Birçok genç, benzer sorunlarla karşılaşabiliyor; bu nedenle Melis’in hikayesini dinlemek, onların bu süreçte yalnız olmadığını bilmelerini sağlıyor. “Hayatım boyunca öğrendiğim en önemli derslerden biri, her anın kıymetini bilmek. Yanlış yapma korkusunun, geleceği inşa etmemde beni engellemesine izin veremem,” diyor Melis, yeni bir sabah uyanmanın getirdiği tatminle.
Bütün bu sürecin sonunda, sağlığına kavuşmuş olan Melis artık hayata daha farklı bir pencereden bakıyor. Onun için her yeni gün, yeni bir başlangıç. Amanda, kendi hikayesinin bir gün başkalarının hayatına umut olacağını umuyor. “Hayatımın kâbusu olan bu durum, aslında bana yaşamın ne kadar değerli olduğunu öğretti. Benlerim beni korkutamadı; aksine, bana mücadele etmeyi ve yaşamayı öğretti,” diyor.