117 yaşına kadar yaşamış olan dünyanın en yaşlı insanı, hayatını kaybettiğinde pek çok kişi tarafından merak konusu oldu. Doğduğunda Birinci Dünya Savaşı'nın başlamamasıyla geçmişe giden zaman, 19. yüzyılın sonlarına dayanıyordu. İnsanların yaşam süresi açısından dikkat çeken bu kadının, uzun ömrünün ardındaki sırları gün yüzüne çıkarmak, yaşlılığın nasıl sağlıklı bir şekilde yaşanabileceğine dair önemli ipuçları sunuyor. Bu haberimizde, 117 yaşına kadar yaşayan bu kadının yaşamındaki sırları, alışkanlıkları ve hayat felsefesini detaylandıracağız.
Dünyanın en yaşlı insanı olarak anılan, 117 yılı geride bırakan Jeanne Calment, 1875 yılında Fransa'nın Arles kentinde doğdu. 1997 yılında hayatını kaybeden Calment, kendisiyle yapılan röportajlarda her daim güler yüzlü ve neşeli biri olduğunu belirtmişti. Onun en dikkat çekici özelliği ise hayata olan pozitif bakış açısıydı. Uzun ömrünün kaynağında yatan unsurların başında stresten uzak durmak geliyor. Calment, stresin sağlığı olumsuz etkileyen başlıca faktörlerden biri olduğuna inanıyordu ve bu nedenle hayatında mümkün olduğunca keyifli anlar yaratmaya özen gösterdi. Hayatında daima sanat ve sanatçılarla iç içe oldu. Resim yapmayı ve müzik dinlemeyi çok seven Calment, aynı zamanda güçlü bir sosyal yaşantıya sahipti. Arkadaşları ve ailesi ile zaman geçirmekten büyük haz alıyordu.
Uzun yaşamın sırlarını sorgulayan bilim insanları, Jeanne Calment'ın hayatında dikkat çeken bazı unsurları ortaya koydu. Çeşitli araştırmalara göre, düzenli fiziksel aktivite yaşlanma sürecini yavaşlatırken, sağlıklı beslenme ve psikolojik sağlığın da önemi büyüktü. Calment, özellikle zeytinyağı ve meyve ile sebze ağırlıklı bir beslenme düzeni takip etti. Bunun yanı sıra çikolata da onun vazgeçilmez lezzetlerinden biriydi. Günde bir bardak şarap tüketmeyi alışkanlık haline getiren Calment, bunun kalp sağlığına olumlu etkileri olduğunu belirtmiştir. Her gün düzenli olarak yürüyüş yapmayı da ihmal etmeyen bu yaşlı kadın, fiziksel sağlığını korumak için elinden geleni yapıyordu. Hayatı boyunca aktvitelere katılan ve sosyal bağlarını güçlendiren Calment, bu yönüyle de ruh sağlığını her zaman yüksek tutmayı başardı.
117 yıl boyunca hayatının her döneminde, insani değerleri ön planda tutarak, sevgi, dostluk ve anlayış en büyük zenginlikleri arasında yer aldı. Bu, geçmişten günümüze aktarılan bir ders niteliğindedir. Calment, yalnızlığı sevmese de hiç yalnız hissetmediğini, çevresindeki insanların ona verdiği destek ile her zaman var olduğunu dile getirmiştir. Bu anlamda Calment’ın hikayesi, sadece uzun yaşamın değil, aynı zamanda kaliteli bir yaşamın da ipuçlarını taşıyor.
Dünyanın en yaşlı insanı olarak uzun yaşamını sürdüren Jeanne Calment’ın hayatıdır, o bir zaman yolcusuydu. Yaşadığı dönemde pek çok tarihi olaya tanıklık etti. Efsanevi kişiliklerle karşılaştı ve birçok ilginç deneyimi başarıyla geride bıraktı. Hayatı boyunca gösterdiği irade, sağlıklı yaşam konusunda birçok kişiye ilham kaynağı olmayı başardı. Dünyanın en yaşlısı olmanın verdiği ayrıcalığın yanı sıra, yaşamı boyunca ve en son anına kadar hayata karşı pozitif bakışı onun en büyük mirasıydı.
Sonuç olarak, 117 yaşında hayata veda eden Jeanne Calment’ın yaşam öyküsü, sadece yaşamak değil, aynı zamanda yaşamaktan keyif almanın önemini vurguluyor. Uzun ömrünün ardında yatan sırlar, sanat, beslenme, fiziksel aktivite ve sosyal ilişkiler gibi unsurların ortalamasıyla oluşuyor. Bu sırlar, merak edenler için birer rehber niteliği taşırken, aynı zamanda gelecekte bu yaşa gelen diğer insanlara da ışık tutabilir.